Ağustos’un yakıcı güneşi kavuruyor ortalığı.
Kocaali yolundayım.
FİSKOBİRLİK başkanı Lütfi Bayraktar’ın attığı konumdan, fındık bahçesini arıyorum.
Bir yere kadar araba gidiyor.
Sonrasında Lütfi abi ; olduğum yerden beni alıyor.
Traktör tepesinde ,fındık bahçesine doğru ilerliyorum.
Dimdik bir yamaç , ve fındık bahçesinin içindeyim.
Daha önce böylesini görmemiştim.
Arazi zorlu ,ayakta durmak bile mesele.
Fındık toplayan işçiler orada.
Biliyor musunuz ;onları gördüğüm an; nereli olduklarını hiç merak etmedim.
Çünkü ; benim açımdan önemi yoktu.
Kadınlı erkekli , bir senfoni orkestrası gibi ritimle fındık hasadı yapıyorlardı.
Tam fotoğraf çekerken ,dengem bozuldu.
Beni tutan el ;‘ Abi dikkat et alışık değilsin ‘’dedi gülümseyerek.
O elin nereli olduğunun önemi var mıydı ?
En aşağıdan yukarı doğru, fındıkları toplayarak geliyorlardı..
Herkes ; işini yaparken ,arada sıcak samimi bir sohbet vardı.
Hani ; işveren mutlu ,çalışan mutlu havası olur ya öylesi bir şey.
Herkes ; işini yapıyordu.
Açıkçası ; çok aklımda kalmadı.
Ancak ; Güneydoğudaki İllerimizden birinden fındık toplamaya gelmişlerdi.
İçlerinde Üniversitede okuyanlar bile vardı.
Fındık sezonunda kazandıkları yevmiyelerle, kışı geçireceklerdi.
O an düşündüm. Onca kilometre yolu ailelerinden uzakta geçirmek kolay değildi.
İş bitince aynı traktör içinde döndük.
Konuştuk , sohbet ettik.
Çünkü ; onlar benim gözümde misafirdi.
Biliyorum ; şimdi neden son günlerde medyada yer bulan olayları yazmadın diyeceksiniz.
Açıkçası; görmediğim içinde olmadığım bir konu hakkında yorum yapamam.
Hele hele sosyal medya ve belli haber sitelerinin manipülasyona açık haberlerine hep kuşkuyla baktım .
Son açıklamalar ve detayları okuyunca; bireysel yaşanan olayların bağlamından çıkarıldığını hissediyorum.
Benim için en değerli olan ise Vali Kaldırım’ın eşi ile birlikte fındık hasadı yapan işçileri ziyaret etmesiydi..
Raif Ugan yazdı..