Necdet Çakar'ın ardından

Necdet Çakar,onun Sakarya siyasetinde yıllardan bu yana önemli bir kimliği vardı.

CHP İl Başkanlığı yapmış, Milletvekili adayı olmuş,duayen bir isimdi.

Ama benim için hep Necdet enişte idi.

Eşimin halasının eşi olması dolayısıyla akrabalık bağımız vardı.

Zaten hem bu bağ,hem benim gazeteci kimliğim dolayısıyla onunla hiç siyaset konuşmazdık.

İlerlemiş yaşına rağmen karizmatik görüntüsünden hiçbir şey kaybetmemişti.

Siyaseten farklı çıkışları olan bir isimdi.

CHP de kimsenin başörtüsü ile ilgili konuşamadığı zamanlarda çıkıp,''Baş örtüsü inancın gereğidir, bunu konuşmak anlamsız.''demis bir isimdir.

Siyasette de kıl payı milletvekilini kaçırmış,daha sonrada aktif siyasete veda etmişti.

Onunla uzun uzun konuşan biri olarak fikirlerine her zaman saygı duymusumdur.

En önemlisi de ,Sakarya'ya olan bağlılığı.

Yaklaşık 1 ay önce bir araya geldik.

Bazı sağlık soruları vardı.

Nefes almakta zorlanıyordu.

Ama esprili halini hiç kaybetmiyordu.

Hatta," Nasılsın,diye kendisini arayan kardiyoloğuna,''İyiyim, mahallede çocuklarla top oynuyorum,"demiş.

Neredeyse,kardiyoloğunun yüreğine indiriyordu.

Ciddi görüntüsünün ardında, inanılmaz espirili bir adamdı.

15 gün boyunca, İstanbul da, tedavi gördü.

Aslında, doktorlar ciddi bir durum da tespit etmemişti.

Bizde süreç biter eve döner diye bekliyorduk.

Malesef, acı haberi geldi.

Necdet enisteyi kaybettik.

Zaman denilen şeyin çok hızlı geçtiğinin farkındayım.

Çok sevdiğim,değer verdiğim insanların ölüm haberleri içimi acıtıyor.

Ama sonuç olarak hepimiz bu dünyada emanetçiyiz.

Ve vakit zaman gelince emaneti teslim edeceğiz..

Allah rahmet eylesin.

Raif Uğan yazdı.