Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi Vizyon Topluluğu tarafından “Bilişim Hukuku” konulu bir panel düzenlendi.
SAÜ Prof. Dr. Sabahattin Zaim Konferans Salonunda, İstanbul Şehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Nihat Bulut moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Koca ve Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Sezercan Bektaş konuşmacı olarak, Arifiye Kaymakamı Bekir Dınkırcı, SAÜ öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci ise dinleyici olarak katıldı.
Bilişim Hukuku nedir?
Konuşmasına bilişim hukukunun tanımı ile başlayan Prof. Dr. Nihat Bulut, “Hukuk düşünce ve felsefi yönüyle manalı bir terimdir. Toplumda yaşanan gelişmeleri izlemek ve düzenlemek zorundadır. Bilişim hukuku da, kişisel verilerin korunması ve hak ihlallerinin önlenmesi boyutuyla belli başlı düzenlemeler içeriyor. Bilişim hukuku internet ortamında özellikle sosyal medyada yaşanan hak ihlallerini düzenlerken, hem kamu yararını hem de bireylerin farklı özelliklerini esas alıyor” dedi.
“İnternetin kolaylığı kadar riskleri de var”
Sözlerine sosyal medya ve hukuk ilişkisini anlatarak başlayan Prof. Dr. Mahmut Koca, “İnternet ortamında yaşanan her türlü gelişme, hukukla ilişkili hale geliyor. Bu ortamının sağladığı faydalar hukuka uygun şekilde kullanıldığı gibi hukuka aykırı bir şekilde de kullanılabiliyor. İnternetin kolaylıkları olduğu kadar, bazı riskleri de var. Hukuk bu risklerin ortaya çıkmasını önlemek zorunda. İnternet kullanıcıları, yer aldıkları platformlar sayesinde artık birer medya sahibi oldular. Sosyal medya sayesinde üretilen içerikler dünyanın bir diğer ucundaki insanlara ulaşabiliyor. Ayrıca insanlar hoşlarına gitmeyen içeriklere anında tepki verebiliyor. Lakin bu kolaylıklar nedeniyle suç oranlarında artış meydana geldi. İnternet ortamında yaşanan ihlaller, “Bilişim Kanunu” çerçevesinde değerlendirilmeli ve gerekli işlemlerin yapılması sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
“İnsan sorumlu olduğu kadar özgürdür”
İnternet ve sosyal medya mecralarının hukuki bir düzenlemeye tabi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Koca, “Bizler 10-20 yıl sonra sosyal medya araçlarının ürettiği, kendine özgü bir birey anlayışı, davranış ve ilişki normlarını konuşmaya başlayacağız. Her araç kendine özgü ahlakı ve normu ortaya atıyor. Lakin bu araçların çoğalması, hukukun prensiplerinden vazgeçmesini gerektirmiyor. Sosyal medya araçlarını kullanırken, öncelikli olarak ahlaki ilkelere dikkat etmemiz gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız bir özgürlük yoktur. İnsan sorumlu olduğu kadar özgürdür. Dolayısıyla sizin özgürlüğünüzün, sizin sorumluluk anlayışınızdır” dedi.
“Eğitim verilmeli ve önlem alınmalı”
İnternetin ve sosyal medyanın hayatımıza girmesi ile bazı hak ihlallerinin yaşandığını dile getiren Koca, “Sosyal medya kanalları üzerinden bir kişi hakkında olumsuz veya asılsız paylaşımlar yapıldığında, bu durum, bir anda dünyanın her yerine ulaşabiliyor. Kişi yaşadığı haksızlık karşısında mağdur oluyor. Bu durumu önlemek için öncelikli olarak ilkokul çağındaki çocuklara ve daha sonra bütün kullanıcılara sosyal medya ve internetin nasıl kullanılması gerektiği hakkında eğitim verilmesi gerekmektedir. İnternetin aynı zamanda bağımlılık yaptığı düşünüldüğünde de, önlem almanın gerekliliği daha çok önem kazanıyor” dedi.
“Paylaşıma sunduğumuz her içerikten sorumluyuz”
İnternetin hayata girmesi ile birlikte kullanıma sunulan her içerikten sorumlu olunduğunu ifade eden Prof. Dr. Koca, “Paylaşıma sunduğumuz her türlü içerikten, veriden sorumluyuz, aksi takdirde bu içerikler bir başka kişinin hakkını ihlal edebilir. Bu tür durumlarda '5237 sayılı Bilişim Suçları Kanunu' çerçevesinde yasal işlem başlatılmaktadır. Özetle internet ortamı insanın bilgiye ulaşması açısından müthiş bir kolaylık sağlarken, aynı zamanda kullanıcılar her an hak ihlalinde bulunabiliyor ya da hak ihlaline uğrayabiliyorlar” diyerek sözlerini tamamladı.
“Verilerin depolanması ve saklanması yaygınlık kazandı”
Sözlerine bilişim hukukunun çok geniş bir konu olduğunu söyleyerek başlayan Dr. Öğr. Üyesi Sezercan Bektaş, “Her alanda olduğu gibi bu alanda da sınırlar söz konusu. İnternet ortamıyla birlikte bilgilerimizi kolaylıkla paylaştığımız bir zamanda yaşıyoruz. Özellikle verilerin depolanması ve saklanması ticari düşünce ile yaygınlık kazanmıştır. Bu durum hukuka aykırı şekilde veri depolanmasına da yol açmıştır. Avrupa Birliği’nin bu konuda önemli iki düzenlemesi var: Veri Koruma Direktifi ve Genel Veri Koruma Tüzüğü. Tüzük doğrudan üye devletlerde uygulanabiliyor” diyerek, konuyla ilgili bazı kanunlar hakkında detaylı bilgi verdi.
Konferans, soru cevap bölümü ve plaket takdiminin ardından sona erdi.
Comments